Doğal afetler ve ademi merkeziyetçi topluluklar
Dağıtık ağlar bülteninin konusunu ülkemizin deprem gerçeği belirledi (Sayı 2)
6 Şubat 2023 depreminin ilk yıl dönümünde yitirdiklerimizin anısına,
Özet: Şu anda hazırlamakta olduğum Dağıtık Ağlar bülteninin ikinci sayısının konu başlığını ben değil tabiat ana belirledi. 2023 yılı başında teknoloji ve güncel yerel gündemin birçok başlığı bu beklenen ancak zamansız doğa olayı ile değişti. Bu sayıda gelecekte de karşılaşılması kesin olan benzeri afet yardımlarıyla ilgili yabancı haberler, projeler incelenmiş ve bunlara benzer uygulamaların yerelde kullanımı tartışılmıştır. Ayrıca bülten neler yapılabileceği konusundaki olası sorunlar ve ortaya konan yeniliklerin gelecekteki etkileri hakkında bazı yorumları da kapsamaktadır.
Afetzedelere yardım etmek isteyen bir destekçi açısından belki de en önemli nokta; “ister malzeme, ister parasal yardımlarının gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaşıp ulaşmayacağı” konusudur. Geçtiğimiz depremde yardım severler bu ihtiyaçlarını yazılı ve görsel yayınlarda güvenecekleri kişilerin liderliğinde olan sivil toplum örgütlerini araştırarak cevaplamaya çalıştılar. Bültenimizde alternatif bir yaklaşım oluşturmaya çalışacağız.
Yardımların iletilmesi için aracı kuruluş araştırması yaparken; afet yardımlarıyla ilgili işleyişin nasıl daha iyi olabileceği ve sivil toplumun rolü altbaşlıkları ele alınabilir.
Bu kapsamda bir araştırmanın afetlerde aktif görev alan sivil toplum kadar yardımlarıyla destek olmaya çalışan sivil vatandaşlar açısından da bilinmesinde daha iyi kararlar verebilmeleri için “en azından” onlara yeni alternatifler ortaya konulması amaçlanır.
Bülteni hazırlarken ki başlangıç soruları şunlardı;
Deprem anından önce teknoloji kullanılarak ki bu teknoloji blok zincirlerle kısıtlı olmak zorunda değil, afetzedelerin belirlenmesi ve onlara yardımın ulaştırılabilmesi nasıl daha hızlı hale getirilebilir?
Afetzedenin kim olduğu nasıl adil olarak tespit edilmelidir?
Yardımların toplanması ve dağıtımının denetlenmesi anında yapılabilir mi?
Bu soruların dışında basılı yayınlarda görülen ve hemen herkesin yoğunlaştığı temel bir sorunun inceleme alanının dışında olduğunu belirtmek gerekir. O da; “Nasıl daha sağlam yapılar yaparız ve bunlar deprem olunca yıkılmaz ve ayakta kalırlar?” sorusudur. Kendi başına başka bir araştırma konusu olan bu soruyu başka yazarlara ya da uzmanlara bırakırken temel bir gerçeği de saptamak gerekir;
Deprem anında bütün can kayıplarının engellenmesi başarılsa bile afet anından sonra insanların desteklere ihtiyaçları olacaktır. Afetzedelerin canlarını kurtarma çalışmalarından sonra sivil toplum tarafından yapılabilecek birçok dayanışma biçimi vardır.
Bu temel sorulardan hareketle yapılan araştırmalar sırasında ulaşılan bazı kavram ve bilgilerin destekçiler tarafından bilinmesinin gerekliliği ortaya çıktı. Aşağıda öncelikle bu yol gösterici olduğu düşünülen başlıklara yer verilmiştir.
Dağıtık Finans haberlerindeki bazı kavramlar
6 Şubat depreminde sosyal yardımlaşma konusunda yayınlanan değerlendirme ve yorumların özetlenmesi; Dağıtık Otonom Organizasyonların (DAO) ya da DeFi topluluğunun afete nasıl yaklaştığını anlamak için bir başlangıç olabilir. Olaylara ve yorumlarının detaylarına girmeden önce belki anlaşılabilirlik açısından bu haberler içerisinde yinelenen iki temel kavramı açıklayarak daha rahat bir okuma sağlayabiliriz.
DAO ve diğer kavramların tanımlanması için bu konuda oldukça tecrübeli olduğunu duyduğumuz bir görüşe başvurdum ve kendisiyle olan soru cevap şeklinde görüşmemizi hemen hiç değiştirmeden aktarıyorum.
Ercan - DAO'ların genel tanımı ve işlevleri nelerdir?
Yapay zeka -
Merkezi Olmayan Otonom Organizasyon (DAO), blok zinciri platformu üzerinde çalışan ve programlanmış kurallar ve işlevler aracılığıyla çalışan bir sivil toplum örgütüdür [1]. Aracılara veya merkezi kontrole ihtiyaç duymadan çalışacak şekilde tasarlanmıştır ve karar alma ve yönetişim işlevlerinin kuruluş üyeleri arasında dağıtılmasına olanak tanır. DAO'lar, önceden programlanmış kuralları şeffaf ve merkezi olmayan bir şekilde yürüten bir dizi akıllı sözleşmeye dayanır.
Bir DAO'nun işlevleri kuruluşun amaç ve hedeflerine bağlı olarak değişebilir ancak tipik olarak tekliflerin oylanması, tekliflerin gözden geçirilmesi ve fon tahsisi gibi karar alma süreçlerini içerir. DAO'lar, üyelerin kuruluşla etkileşim ve etkileşim kurması için şeffaf bir platform sağlayarak daha fazla katılım ve işbirliğini teşvik eder. Geleneksel hiyerarşik örgütlenme modellerine bir alternatif sunarak daha fazla esneklik, üyelerin oylarına dayalı yönetişim kuralları ve şeffaflık sağlarlar. Genel olarak, DAO'lar daha fazla verimlilik, şeffaflık ve ademi merkeziyetçilik elde etmenin bir yolu olarak merkezi olmayan karar alma ve yönetişimi teşvik etmeyi amaçlamaktadır.
Ercan - Havadan indirme (Air drop) teknoloji̇si̇ni̇n kısa tanımı?
Yapay zeka -
Bir kripto airdrop, çok sayıda insanın cüzdanlarına ücretsiz kripto para tokenleri veya coinleri dağıtılmasını içerir. Bu genellikle yeni bir blok zincir tabanlı projeyi tanıtmak ya da belirli bir kripto para biriminin mevcut sahiplerini ödüllendirmek için yapılır. Airdrop'lar genellikle sosyal medya kanallarında duyurulur ve katılımcıların ücretsiz coinleri ya da tokenları almaya hak kazanabilmeleri için sosyal medyada bir projeyi takip etmek ya da arkadaşlarını yönlendirmek gibi belirli eylemleri gerçekleştirmeleri gerekir. Airdrop'lar, blockchain tabanlı projelerin topluluklarını oluşturmaları ve yeni kullanıcılar çekmeleri için giderek daha popüler hale gelen bir yöntemdir.
DeFi adı verilen ve Ademi Merkeziyetçi Finans ya da Desentralize Finans terimi ingilizcede kısaca DeFi olarak adlandırılıyor ve Türkçe kullanımı da kulağı hiç tırmalamadığı için kısaltma olarak aynen kullanılabilir. Blok Zincir teknolojisini kullanarak kendi aralarında akıllı sözleşmeler ile finansal işlemler yapan toplululuğa ve bu işin genel olarak yapılmasına Dağıtık Finans / Ademi Merkeziyetçi Finans (DeFi) deniyor. Klasik blok zincir kullanımından önemli farkı katılımcıların aralarında daha önceden tanımlanmış akıllı sözleşmeleri (Smart Contracts) kullanmaları.
DeFi yapan kişiler yine belirli sözleşmelerle bir sivil toplum yapılanmasına gittikleri zaman bu yapı DAO (Decentralized Autonomous Organization) oluveriyor. Türkçeye Dağıtık Bağımsız Organizasyon diye çevirebileceğimiz DAO aslında bir çeşit dernek ve ya da vakıf gibi anlaşılabilir. Terimin geçmişi 1990'lara kadar uzansa da, 2013 yılına kadar daha yaygın bir şekilde benimsenmemiştir. Bazıları Bitcoin'in ilk DAO olduğunu iddia etse de, terim bugün yalnızca mevcut bir blok zincir ağının üzerine akıllı sözleşmeler olarak yerleştirilen bir kuruluş olarak anlaşılmaktadır.
DAO’lar çok farklı sivil toplum insiyatifleri için bir araya geliyorlar ve en temel özellikleri gereği otonom olarak kendi ilgi alanlarında faaliyet gösterebiliyorlar. Bu incelememiz daha çok doğal afetlerle ilgili neler yapmakta oldukları ya da yapabilecekleri konularına odaklanıyor.
Aslında bu kavramlar o kadar yeniler ki anlamları daha çok hangi konu içerisinde geçtiklerine göre zamanla netleşecek gibi görünüyor.
Dağıtık Finans topluluğu ve Türkiye’deki deprem
DeFi topluluğu içerisinde kendi blok zinciri olan ve önemli piyasa değerlerinden birine sahip olan Solana topluluğu Şubat ayı başlarında kurulan Türkiye deprem yardımı adında bir DAO’yu desteklediğini ve onayladığını kendi hesabından duyurdu. Bu onaylama (endorsement) farklı blok zincirlerin yerel bir yardım örgütünü destekleyebileceği ve katılımcılarını yardım yapmak istemeleri durumunda kullanacakları zincir cüzdanlarına (cüzdan numarası) güvence vermesi konusunda önemli bir örnek oluşturdu.
Aynı sıralarda Ethereum Foundation’ın (Ethereum Vakfı) tanınan üyelerinden Kaan Uzdoğan da bu oluşumu desteklediğini duyurdu. Benzer şekilde Mina Protokol ekibinden Emre Tekişalp da bu yeni dağıtık organizasyonu onaylayan açıklamalarda bulundular. Bütün bu duyurulara rağmen deprem için kurulan DAO’nun kurucuları ve üyeleri anonim kalmayı tercih ettiler. Uzdoğan, "Bu insanlar resmi olarak izin verilen kampanyaların olmadığı bir dönemde kişisel risk alıyorlardı, bu nedenle kendilerini ifşa etmediler" dedi. Böylece Dağıtık Finans’ın yardım kampanyalarının hızı ile merkezi otoritenin onaylama konusunda yavaşlığı birkez daha karşı karşıya geldi. Bu hukuki sıkışmayı ortadan kaldırmak için bahsettiğimiz DAO kısa zaman sonra kendini feshetti. Gerekçe olarak, “DAO'nun, saygın kar amacı gütmeyen kuruluş Ahbap'ın kurucusu Haluk Levent'in kripto varlıkları şeklinde bağış toplamak için resmi lisans almasının ardından doğrudan bağış toplamayı bıraktığını” da sözlerine ekledi.1
Uzdoğan, "Adı geçen DAO Türkiye halka açık adreslerini kaldırdı ve fonları kamu kampanyalarına yönlendirdi" dedi.
Bu kısa ömürlü Dağıtık Otonom Organizasyon örneği ilerideki yeni deprem ve benzeri doğal afetlerde artık karşımıza çıkarsa şaşırmayacağız.
Bu arada Ahbap da ilk kripto bağış toplama onayı alan sivil toplum örgütü olmuş bile olabilir.
Aynı dönemde, önde gelen blok zincir borsası Binance, Türkiye’deki deprem bölgelerindeki kullanıcıların her birine 100 dolar değerinde BNB (Binance’in kendi kripto markası) dağıtacağını duyurdu. Borsa toplamda yaklaşık 5 milyon dolar bağış yapmayı hedeflediğini bildirdi. Binance Bağış (charity) ayrıca yerel yardım çabalarını desteklemek için halka açık bir bağış adresi başlattı. Bağışlanan fonların Türk Lirası’na çevrileceği ve yetkili bir sivil toplum kuruluşuna (STK) bağışlanacağı belirtildi. Binance CEO’su Changpeng Zhou, “Türkiye'de meydana gelen son depremler pek çok insan ve topluluk üzerinde yıkıcı bir etki yarattı. Sektördeki meslektaşlarımızı da bu kriz zamanlarında destek sunmak için bir kez daha bir araya gelmeye çağırıyoruz." dedi. Bu çağrıya aralarında Binance, Tether, Bitfinex, OKX ve Kucoin’in de bulunduğu çok sayıda kripto para şirketi, aynı günlerde Türkiye ve Suriye’yi vuran büyük depremlerin mağdurlarına yardım için 9 milyon doların üzerinde bağış sözü verdi.
Yukaridaki paragrafta adı geçen borsalar depremin oluştuğu ilk saatlerde uluslararası blok zincir yöneticilerinin milyonlarca dolarlık yardımı bölgede bulunan hesaplara havadan indirme (Air drop) yöntemi ile dağıttıklarını açıkladılar. Buna ek olarak blok zincir ağında kendilerinin tanıdığı Paribu gibi kurumların adlarını da açıklayarak onların ortaya koyduğu yardım adreslerine destek verdiklerini belirttiler.
Yaşanan bu zor dönemde gördüğümüz yardım çağrılarının uluslararası kamu oyuna derhal duyurulabilmesi ve özellikle yurt dışından gelen yardımların hangi adreslerden geldiğininin ve hangi depremzedelere paylaştırıldığının izlenebilir olması Dağıtık Bağımsız Organizasyonların ilk aşamada yapabilecekleri işlevler arasında görülebiliyor. Türkiye depreminden önce dünya genelinde yaşanmış afetlerde bu organizasyon yapılarının ve blok zincirin kullanımının dikkate değer başka örnekleri de var.
Afet yardımlarında diğer uygulamalar
Rahat2 Deprem Ağı Projesi, Nisan 2015 yılında Nepal’de olan büyük ölçekli bir depremin ardından geliştirilmeye başlayan bir proje. Nepal Alp Himalaya dağ sisteminin doğu ucunda olmasıyla Türkiye ile benzeşiyor. Bunlara ek olarak yüksek eğimli alanlarda toprak kayması riski her zaman olan bir ülke. Nepal en son 2020 yılında yaşanan büyük bir toprak kaymasıyla 445 kişiyi kaybetti. Rahat, Uluslararası yardım örgütleri ve destekçiler arasındaki güvensizliği ortadan kaldırmak amacıyla geliştirilen bir proje olarak diğer deprem sonrası sivil yardım çalışmalarında yapılabilecekleri gösteriyor. Özellikle gereksiz aracıların ortadan kaldırılması ve yardımın ihtiyacı olana ulaştığının güvence altına alınmasını amaçlıyor. Rahat’ın ilk bakışta göze çarpan iki özelliği yardım markalarının (token) depremzedelere cep telefonu SMS i olarak ulaştırılması ve bu markaların esnaf ile alışverişte kullanılması. Daha sonra esnaf elindeki markaları yardım kuruluşu veya katılımcı finansal kurumlarla değiştirebilir ya da bazı markaları değiştirmeyip elinde tutarak kendisi de afete doğrudan yardım yapmayı seçebilir.
Küçük ölçekli Rahat projesinden başlamış olmak, belki de bugüne kadar ki en büyük insani yardım amaçlı blok zincir projesi olan Yapı Blokları’nı (Building Blocks) tanımlayı ve anlamayı kolaylaştıracaktır. Yapı Blokları, şu anda Bangladeş ve Ürdün'de 1 milyon kişiye yardım etmek için; tek bir erişim noktası üzerinden birden fazla yardım biçimine farklı kuruluşlardan güvenli bir şekilde ulaşılmasını ve gerçekleştirilmesini sağlıyor. Dünya Gıda Programı (WFP) tarafından desteklenen projeler listesinde bulunmakta. Yapı Blokları, WFP İnovasyon Hızlandırıcısı'nın desteğiyle Pakistan'da 100 kişilik bir pilot uygulama olarak başladı. 2017'den bu yana Bangladeş ve Ürdün'deki 1 milyon mülteciye 325 milyon ABD doları değerinde nakit transferi sağlayacak şekilde ölçeklendirildi ve bu da onu insani yardım için dünyanın en büyük blok zinciri teknolojisi uygulaması haline getirdi.
Dünya Gıda Programı inovasyon listesinde proje özellikleri kısaca şu şekilde tanımlanmış;3
Temel olarak Building Blocks (Yapı Blokları), her bir katılımcı kuruluş tarafından bağımsız olarak işletilen bilgisayar sunucuları olan blok zinciri düğümlerinden oluşan bir koleksiyondur. Birlikte, gerçek zamanlı olarak işbirliği yapmak, işlem yapmak ve güvenli bir şekilde bilgi paylaşmak için tarafsız bir alan sağlayan insani bir blok zinciri ağı oluşturmak üzere bağlanırlar. Ağ, sahiplik hiyerarşisi olmaksızın tarafsızdır: tüm üye kuruluşlar ağın yüzde 100 eşit ortak sahipleri, ortak operatörleri ve ortak yöneticileridir ve tüm üyeler ağın bakımında eşit rol oynar.
DAO’ların yerelde yapabilecekleri
Burada anlatılan haberler ve teknolojik olanakların kullanıldığı örnek projelerin, sivil insiyatiflerin Türkiye gerçekliğinde farklı uygulama alanları hemen ilk bakışta görülebilir. Önceden yapılmış yurt dışı projelerin sağladığı deneyim ve bilgiler doğal afet kaynaklı oluşları nedeniyle yerelde yaşanan sorunlarla benzerlikler göstermektedir. Hangi uygulamaların yerelde gerekli ve en azından faydalı olacağını belirleyebilecek temel veriler örneklerde gözlemlenebilmektedir.
Buraya kadar incelenenler sonucunda gözlemlenen faydalar farklı kitlelerin bakış açılarına göre özetlenebilir. Bu kitleler afetzedeler, sivil toplumun aktif üyeleri, gönüllüler ve destekçilerdir. (Destekçiler -sponsor-, gerçek şahıslar olabileceği gibi kurumlar da olabilirler.)
Afetzedeler ve DAO ilişkisi
Afet gerçekleşmeden önce muhtemel afetzede olarak
Bu aşamada DAO’lar olası afet alanlarında yaşayan ancak afet gerçekleşmesi durumunda yardıma muhtaç olacak (ya da olması kuvvetle olası) insanların önceden kayıt altına alınmasını sağlayabilirler. Bu kişilerin depremden önce yardım kapsamına alınması ve izlenmesi organizasyona katılmayanlara kıyasla çok daha hızlı ve güvenilir olacaktır. Ön kayıt yaptırmış diyebileceğimiz katılımcıların afetzedelik durumları sadece güncellenecek ve bu yapılırken bulundukları konum ve adres bilgileri nedeniyle kayırma ya da yok sayma olasılığı çok daha azalacaktır. Bu şekilde afet anından hemen sonra ilk yardımların kimlere ulaştırılması gerektiği DAO tarafından önceden tespit edilebilir. Ayrıca afetzedelerin olası bir deprem için kayıt altına alınması ANONİM şekilde yapılabilir böylece kimlik bilgilerinin merkezi bir kurum tarafından başka amaçlar için kullanılması da engellenmiş olur. Bir başka deyişle yardımı alan elin bilinmemesi sağlanır.
Afet öncesi kabiliyetleri ortaya koyarkan dağıtık finansın en önemli özelliklerinin destekçilerin yardımlarının korunması ve yönetilmesi süreçleri olduğunu hatırlamak gerekir. Şöyle ki DAO’lar DeFi teknolojisini kullandıkları için destek ve yardımların afetten önce güvenli bir şekilde saklanmasını ve DAO içerisinde dağıtık olarak bu fonların yönetilmesini sağlayabilirler.
Depremden etkilenenlerin yardım kapsamına alınması
Afet gerçekleştikten sonra afetzedelerin çağdaş teknoloji kullanılmadan tespit edilmesi yaşamsal zaman kayıplarına yol açabilir. DAO bir birlik yapısı olması nedeniyle deprem sonrasında kendi üyesi olmayanlara yardım yapılabilmesi için yetkili üyeler üzerinden afet alanlarına nakit ve malzeme yardımı için yeni protokoller tanımlanabilir. Daha önce incelediğimiz projelerden oluşan genel kanı DAO'ların yardımlar konusunda hiçbir aracı olmayacak şekilde tasarlanmaları oldu. Bu durumda depremden sonra yardım almak isteyen afetzedeler için afet sonrası üyelik konusunun da kapsama alınması gereklidir.
Yurt içi ve yurt dışı yardımların depremzedelere denetlenebilir şekilde ulaştırılabilmesi ve bunun şeffaf olarak yapılması sorunu DAO tarafından çözülebilir. DAO bağışları kayıt altına aldığı gibi bu kaynakların hangi afetzede hesaplarına ve hangi miktarlarda dağıtıldığına dair raporları her zaman denetlemeye sunabilir. Bu seviyedeki bir denetlenebilirlik klasik dernek / vakıf biçimindeki sivil toplum örgütlerinde mümkün değildir. İhtiyaç sahiplerine ödemeler DAO vakfının belirlediği zaman aralıklarına bölünebilir, periyotları değiştirilebilir. Böylece yardım kaynaklarının kısa zamanda tüketilmesi gibi sorunların da önüne geçilmiş olacaktır.
Türkiye’nin deprem gerçeğine uygun olarak DAO’ların işleyişinin tüm ayrıntıları bu yazının kapsamını aşmaktadır. Ancak buraya kadar tartışmalardan ortaya çıkan sonuç; gelişmiş hizmetleri DAO’ların destekleyebileceği yönündedir.
DeFi ve afet sivil toplumu için sonuçlar
İşlevsel özellikler olarak Türkiye gerçeğinde DAO’ların neler yapabilecekleri ya da varolan sivil toplum ortamında ne gibi ilerlemeler sağlayabileceklerini listeledikten sonra incelememizin açık kapılarını ve gelecekteki etkilerini tartışabiliriz.
DAO araştırmasının sınırları ve sonuçları
İlk olarak bülten çalışmasının örnek olarak incelenen sivil toplum örgütlerinin detay seviyede bu projeleri nasıl başardıklarının incelemediğini, bültenin amacının sadece bu insiyatiflerin tanıtılması olduğunu eklemek gerekir. İncelenen projelerin gerçek anlamda birer DAO olup olmadıkları da ayrıca sorgulanmamış, yapıldıkları dönem açısından bir DeFi uygulaması olmaları yeterli bulunmuştur. Haberlerden anlaşılan sivil toplum örgütlerinin DeFi ve benzeri teknolojilerinin kullanmasında bazı yasal sınırlamalar bulunmakla beraber bu kısıtlamaların neler olduğu da inceleme çerçevesinin dışında bırakılmıştır.
Örneklerden DAO’ların ülkemizde de ileride olacak afetlerde uluslararası yardım örgütlerinin yereldeki STK’lar ile bu yaklaşım ve tekonojilerin kullanımını tartışmaya başlaması beklenebilir. Yurt dışında DAO’ların yasal kabul edilme süreci hızlanırken yerelde afet yardımları konusunda gelişmiş STK’lar uygulamaları araştırma ve bazı küçük projeleri uygulama yoluna gidebilirler. Özellikle doğal afet yardımlarının şeffaflığı ve hesap verilebilirliğinin geliştirilmesi için STK yönetimleri yine sivil toplum tarafından bu yönetim anlayışına geçme konusunda baskı hissedeceklerdir. Genel olarak DeFi, afet yardımları konusunda değişerek ve uyum sağlayarak önemli bir rol üstlenmeye başlayacaktır.
Örnek sivil toplum insiyatiflerini incelerken bunların hem DeFi teknolojisi açısından hem de yönetimsel açılardan nasıl sonuca ulaştıkları konusunda cevaplanmamış yeni sorular araştırma sırasında kendiliğinden ortaya çıkıyor. Bu araştırmaların, konunun daha derinlerine inmek isteyen hemen her STK’nın ajandasında olması başarı şansını arttıracaktır. Bu konulardan ilki hukuki altyapı ya da uyumluluk sorunudur. Ayrıca yapılan inceleme sonrasında DeFi teknolojisinin yerel hukuka ne kadarının uygulanabileceği konusu da araştırılmak üzere masada durmaktadır. Diğer bir konuysa uzun zamandır yabancı ve onların uzantısı yerli basında Defi teknolojilerinin itibarını zedeleme çabası taşıyan haberlerin olması ve geniş kitlelerin konuya bakış açısının belirsizlikler taşımasıdır. Son olarak yapılması gereken başka bir araştırma konusu da afetzede kavramı ve nasıl yardımlardan faydalanılacağı esaslarının birer protokol olarak tanımlanması zorunluluğudur. Yardımların ihtiyaç sahiplerine adil bir şekilde ulaşmasını sağlamak için protokoller geliştirilebilir.
Sivil toplumun DeFi uygulamalarını ama özellikle DAO’ları dikkate alması için birçok neden bulunmaktadır. Özellikle parasal yardımlaşmanın öne çıktığı afetler konusunda çalışan STK’ların DAO’lar ve uygulamalarını üyeler seviyesinde öğrenmeye başlaması ve bunu kendi yönetimlerinden talep etmeleri gereklidir.
STK yöneticileri kurum üzerindeki yönetim ve denetleme yetkilerini DeFi ağı ile uyumlu hale getirmeleri güveni ve adaleti arttıracaktır.
Notlar
Daha önce yayınlanan eski konu ve yorumları içeren Dağıtık Finans bültenin ilk sayısına buradan ulaşabilirsiniz.
📢Son hatırlatma olarak;❗ Bültenimi severek okuyorsanız ilgisini çekeceğini düşündüğünüz tanıdıklarınıza epostayla ya da bağlantı paylaşarak tavsiye etmek için birkaç dakikanızı ayırabilirsiniz. Şimdiden teşekkürler.🙏🏻👋🏻
Sakin okumaların, afetlerin oluşturduğu gerginlikleri azaltması umuduyla,
keyifli okumalar dilerim.
Özel isim olması nedeniyle çeviri yapılmamıştır. Türkçe’de eş sesli kelime olduğu için burada belirtilmiştir. (Bkz. Rahat Deprem Ağı Projesi)
Yapı Blokları, Building Blocks (WFP)